İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Karaman’da esnaf ziyaretinde bulundu. Akşener, bazı programlara katılmak için geldiği Karaman’da kent merkezinde kendisini karşılayanlara seslendi.
“Türkçenin şehri Karaman”da olduğu için büyük heyecan duyduğunu belirten Akşener, gittiği illerde esnafı ziyaret ettiğini ve dertlerini dinlediğini aktardı.
Akşener, sorunların çözümü için sahada olduklarını dile getirerek, şunları kaydetti:
“Bu gün aranızda olmanın benim için başka bir anlamı var hem Türkçe’nin baş şehrindeyim Türkçe’nin şehfindeyim hemde anamın şehrindeyim. Dolayısı ile iki heyecan bir arada dediğim gibi Karamanoğlu Mehmet beyi rahmetle minnetle şükranla anıyorum.
Bugün burada bu güzel Türkçe’mizi konuşuyorsak onlara borçluyuz. Allah onlardan bin kere razı olsun Allah bizleri onlara layık olmayı nasip etsin Allah hiç birimizi hem onlara karşı hem cenabı hakkın huzurunda hem birbirimizin huzurunda mahcup etmesin inşallah. Bir ikinci heyecanım var rahmetli anamın ailesinin buradan göç ettiği Osmanlı devrinde Balkanları, Yunanistan’ı, Bulgaristan’ı, Müslümanlaştırmak, Türkleştirmek için gönderilen Türkmen aşiretlerinden birine yani Avşarlara mensup bir karamanlı, ananın kızı olarak buradayım, hissettiğim heyecanı anlatmam mümkün değil uzun bir zamandır esnaf esnaf, ilçe ilçe, il il, geziyorum. Esnaflarımızı il il, ilçe ilçe, gezme nedenim şudur, çünkü esnaflarımız için müşteri velinimettir ve hizmet üzerinden daha iyi hizmet verebilmek üzerinden daha iyi mal satabilmek üzerinden rekabet ederler.
Ama çok uzun bir zamandır maalesef Türkiye’de seçmen velinimet olmaktan çıkmıştır. Yani siz kimsiniz kıymeti harbiyeniz yoktur. seçime yakın degerlerimiz üzerinden inançlarımız üzerinden hayat tarzlarımız üzerinden bir birimizin karşısına dikilip bir birimize düşman edilip ondan sonrada ceketimi assam seçilirim sistemi üzerinden bir siyaset uygulanıyor. Türkiye’de uzun bir zamandır. Halbuki o esnaf dükkanının içinde sanayicinin ürettiği malı buluyorsun sanayicinin ürettiğini kim üretiyor işçi üretiyor yani işçinin alın terini görüyorsun o dükkanların içinde o malı satan asgari ücretli çalışan ististam edilmiş kardeşlerimiz var onlar kim onlarda müşteriye hizmet edenler sonra o dükkanların içinde müşteri olarak gördüklerimiz var kimdir çiftçiyi görürsünüz elma üreticisini görürsünüz buğday üreticisini görürsünüz besiciyi görürsünüz işsiz gencin anasını görürsünüz atanamayan öğretmeni görürsünüz doksan iki puan almış bana karşılık çalışmış çalışmış 92 puan ama bunun karşılığında mülakatta elenmiş 58 puanlı “Ayısı olan Dayısı olan” gencin atandığı umutsuz çocukların kendisini yada anasını görürsünüz. Dolayısı ile o esnaf dükkanları Türkiye’nin özetidir. O esnaf esnaf dükkanlarının içinde Türkiye vardir Türk milleti vardır ve Türkiye’nini gerçek dertleri vardır.
Uzun bir zamandır sizin derdiniz konuşulmuyor sizin derdiniz konuşulduğu taktirde çözüm üretmek lazım çözüm üretmek için beş maaşlı on maaşlı israf abidesi yan gelip yatan kifayetsiz, muhteriz pudra şekerci danışmanların işiten çıkarılması lazım. “Elbette haram olsun zıkkım olsun” eğer o dükkanların içindeki hayatların dertlerini duyar ise biraz evvel buraya gelir iken Çumra’da durduruldum bir besici kardeşim ağlayarak dedi ki anaları kesmeye gönderiyoruz gebe inekleri kesmeye gönderdiğini söylüyor “Ayıptır be günahtır” diyor ki hiç bir destek olmadı ama buna karşılık o zamlar neticesinde bir lira zam geldiyse 30 lira yeme gelen zam sebebi ile ben bizim gibiler anaları yani gebe inekleri kesime gönderiyoruz şimdi bunu duyduğunuz zaman çözmek zorundasınız çözmek zor iş o zaman Türk telekom’u 24 milyar lirasını hayrililerin cebine koyamazsınız EYT’lilerin meselesini çözmek zorunda kalırsınız atanamayan öğretmenlerin derdine çözmek zorunda kalırsınız buğdayına ekme ayında yani ilk başta ekildiği zaman gübre atamayan çitçimizin bari nisanda atalım dediği, bize destek olsun dediği gübreyi ücretsiz eline vermek zorunda kalırsınız ama o zaman beş müteahhidimizin vergisi silemezsiniz bir ağızda silinen verginin karşılığı o gübrenin bedava çitçiye verilmesi demektir. hayrililerin cebine konulan 24 milyar liraya 1 yıl boyunca 15 milyon yani 15 milyon yüz bin ilkokuldan lise sona kadar olan öğrencilerimize sabah kahvaltısı ve öğle yemeği verirsiniz ama o çocukları biliyormusunuz okula aç giden öğrencilerimiz var çocuklarımız var bizim “yazıklar olsun sarayda oturanlar” “haram zıkkım olsun” sarayda oturanlar eğer siz sizin o dükkanlarınızın içindeki hayatları dinlerseniz o hayatların dertlerine çözüm üretmek zorunda kalırsınız emekliyi söyleye söyleye 2500’e getirdiler halbuki emekli maşının en düşüğü asgari ücret kadar olmalıdır asgari ücrette yeni zamlara göre güncellenmelidir siz bu ülkenin en önemli kıymetli insanlarının gençlerini ve emeklilerinin açlığa yokluğa umutsuzluğa mahkum ederseniz o 500 milyar dolarlık uçaklarda gezmeniz haramdır, kul hakkıdır, şimdi ben ne yapmak istiyorum bu gezileri yaparak o dükkanlar niçin bu güne kadar iki buçuk yıldır hiç kendi partimi övmedim başka bir siyasi partiyi hiç yermedim o dükkanların içinde bulunan kardeşlerimizin dertlerini grup konuşmalarımla kamuoyuna, o sesleri ilettim sonra arkadaşlarımız kanun teklifleri verdiler arkadaşlarımız araştırma önergesi verdiler ve o dertleri kamuoyunun gündemine getirdik sonuç görüyorum.
Ne sözler verildi dimi size;
- Af istiyoruz adıl yargılanmadık, herkes ikinci bir şansı hak eder.
- 10 milyon mahkum ailesi olarak af istiyoruz.
- %52.1 Adil yargılanma hak ihlali vardır.
Bütün bu dertlerin konuşulması yerine komşunun komşunun karşısına dikilip birbirimizin farklılıklarıyla dönüştürülmüş bu güne kadar o düzeni bu haramı düzeni birlikte yıkıyoruz. nasıl yıkıyoruz sandıkta yıkıyoruz nasıl yıkıyoruz helal oylarınızla yıkıyoruz nasıl yıkıyoruz demokrasi ile yıkıyoruz ve müşteri nasıl velinimetse seçmende velinimet olmalıdır.
Bu harami düzeni yıkacağız” dedi.
Akşener, daha sonra ziyaret ettiği çarşı esnafının sorunlarını dinledi, vatandaşlarla sohbet etti.
